22 Aralık 2011

VEFA VE DOST

Kendini dost sanıp adam sayanlardan,sen aramadığın sürece seni arayıp sormayanlardan,hastalığında değil sağlığında yanında olanlardan,ağlarken değilde gülerken gözlerinin içine bakanlardan ve malesef çevremde bu anlattığım meziyetlere sahip çok fazla dost müsvettesinin olmasından
Kısacası
VEFASIZ DOSTLUKLARDAN
Nefret ediyorummm....
Bazen yanlızlık en güzeli sanırım.Özlliklede yenilen kazıklardan sonra

14 Aralık 2011

...........


Bu sabah kalkmak daha bir ağır geldi bana.
Perdeleri açmak ,gün ışığını görmek istemedi gözlerim.
Hani akşam olurda gecenin hüznü iner ya yatağına, işte öylece kalmak istedim yatağımda.
Kışı sevmiyorum bu haliyle.
Ya yağmur yağmalı şakır şakır,gökyüzü karaya bulanmalı,
Ya da güneş gülümsemeli bulutların arasında sıcacık rüzgarla mavi serin sulara insan kendini bırakmalı.

10 Aralık 2011

DÜRTTE UYANAYIM

Çatlıycam şimdiiii.Bu içimdeki sıkıntı ne bitmek bilmezmiş.Kafayı tırlatmak üzereyim.
Çok şükür ki bunun geçici bir durum olduğunu biliyorum.
Çünkü içimdeki küçük peri bir süre sonra beni yine dürtecek ve bozulan devrelerimi tekrar hayata geçirecek.
Her zaman böyle olur.
Genelde çok mutlu,gülmeyi seven bir kişilik olarak mutsuz zamanlarım azdır ve peri sayesinde çabuk toparlanırım.Silkelenir,kendime gelir,bazen küçücük şeylerden bile mutluluk duyarım.Somurtkan insanlardan nefret eder,onları boğarak ortadan kaldırmayı düşünecek kadar ileri gidebilirim ki daltonları hatırlayınca bu isteğimden malesef üzülerek vazgeçmek zorunda kalıyorum...
İşte şimdi bende onlar gibiyim.Suratımdaki mutsuzluk maskesini atamıyorum bir türlü.Hiç bu kadar uzun sürmemişti mutsuzluğum.
Heyyy minnik peri nerdesin?Maldivlerde falan tatilemi çıktın ne?
Dürtte beni bu rüyadan uyanayım.Bu seferki yıllık iznin fazla sürmedimiiii.Bu tatil yetmedimiiiii?
Haydi iş zamanııı.Bekliyorum.....

9 Aralık 2011

PASAKLI KONTES

Maymuna döndüm sanki.Hayatımı kontrol edemez oldum Hatta kim olduğumu şaşırıdm.Bücürükle bile lgilenemez hale geldim.Benden birkaç tane daha olması için neler vermezdim nelerrr....
Sanki ben ben değildim.O süslü kontes gitmiş yerine pasaklı düşes gelmişti.Makyaj yapmadan evin karşısındaki markete bile gitmeyi kendine yediremeyen beeen, püsküllü,pasaklı,saçlar birbirine girmiş,hayattan bezmiş,sokak çocukları gibiyim.Birde bir rehavet çöktüki sormayın gitsin.
Akşamları yatağa sürünerek girmek kadar sabahları sürünerek kalkmakta kötü.Deneyimlerimle test edilip doğrulanmıştır.Duyurulur...
Kahve canım istiyor ama onu bile yapacak gücüm yok.Alaattin'in sihirli lambasını bir elime geçirsem içindeki cini şöyle birkaç ay bırakmıycam,söz.
Kollarım tutmuyor,bacaklarım ağrıyor,saçlarım o kadar dağılmışki tarak değil kaşağı bile yoluna sokamaz.
Allahıma bin şükürler olsun ki erkek değilim yoksa kim kesecekti o pırasa gibi uzayacak sakallarımı?
Evet bütün bunların sorumlusu sensin.Önce senin monte edilmen için uğraştım,sonrada açılman için.Ne bu ihtiyaç değilde çin işkencesi dediklerindenmi?
Şimdide acaba ısınırmıyız kaygısı taşıyorum.
Tam 3 hafta oldu ki öncesini hafızamdan silinmiş sayıyorum.Ne lanet şeymişsin sen DOĞALGAZZZ...

22 Kasım 2011

UNUTMUŞUM GÜLMEYİ

Gülmeyi unutmuşum uzun zamandır.Yok yok gülmeyi değil bu kadar şen kahkahalar atmayı saatlerce kişnemeyi unutmuşum uzun süredir.
Yıllardır görmediğim ama kalbimde yaşattığım eski bir dostun telefondaki şen sesiyle döndüm geçmişe.Sanki aynı şehirde,sanki yılların çizdiği çizgiler hiç olmamışcasına,sanki biraz önce ayrılmışızda yarım kalan sohbetimizi tamamlarmışcasına bıraktık kendimizi.
İçim ısındı,hayat daha bir güzel geldi,güneş batmıyorda yeni doğuyor gibiydi.Sanki çocuktum,sanki genç bir kızdım henüz yetişen.Onca kahkahadan sonra telefon kapanmıştı ama ben hala kahkahalarıma hakim olamıyordum.Düşündümde biran ne vefalı arkadaşım varmış.Sonra düşündüm tekrar birde vefasız olanları yok saydım onları.Oysa hepsini özlemiştim ama onlar çoktan unutmuşlardı içilen bir fincan kahveyi.
Belkide benden çok derdi vardı ama hissettirmedi tıpkı yıllar önceki gibi,tıpkı bıraktığım gibi...

10 Kasım 2011

SADECE küçük BİR ANI...

 Hava bunaltacak kadar sıcak ve haftanın yorgunluğu sanki omuzlarımda koca bir yük.Şehir beni boğuyor ve kafa dağıtmak için uzaklara o çok sevdiğim deniz kokusuna gitmek istiyorum.
 Alışmış kudurmuştan beterdir derler ya yine o durumdayım.Her hafta sonu olduğu gibi bu hafta sonuda denizle kucaklaşmalıyım ki kendime gelebileyim.
 Toplandık her zamaki grubunuzla çıktık yola.Cd çalarda son ses müzik,sevdiğim kankalarım yanımda,sorumluluk yokkk,iş yokkk,sadece özgürlük var ve ben özgür kız yine yollardayım.Daha ne isterim ki....
 Bu sefer dedik kuşadasına gidelim.Bakalım hala kuşlar ve ada duruyormu!
:))))
 Kumsal harikaydı.Ateş yakıp gitar çalanlarrrr,kumsalda oynayanlarrrr,kendini denizin sularına bırakanlarrrr,yani bizim gibilerle doluydu.
 Serildik kumsalın o ince kumlarına,denizin o mis kokan havasını içime çektim.Aman ne havaydı ooooo...Denize aşık biri olarak kendimi kaybettim diyebilirim.En büyük dileği ilerde küçük bir sahil kasabasında yaşamak olan birisi için o an orda olmak bayram gibi birşeydi.Orada ömrümün sonuna kadar kalabilirdim.Gökyüzü pırıl pırıldı ve yakamoz vardı.
Sohbete dalmışızki saatin sabah 5 e geldiğini zor farkedebildik.Ordan ayrılmak istemediğim için arabanın içinde biraz gözlerimi dinlendirmek istedim.Zaten bütün gün çalışmıştım ve yorgunluktan bitkin haldeydim.
Benim gibi alkolle arası pek iyi olmayan sadece ortam gerektirdiğinde ononla diyaloğa giren birisi için sanırım o an en iyi fikirde buydu.Arabaya uzandım ve dalgaların sesini dinlerken pencereden gökyüzünü seyredaldım.Birara içim geçmiş olucakki beni dürtenlerin sesleriyle uyandım.
Amanınnnn oda ne herkeste bir telaş...
-Kalk kalk (adı lazım olmayan arkadaşımız bayan) x ortada yokkk.
-Nasıl yani dedim.
X arkadaşımda hayatında 2.kez arkadaşlarının gaza getirmelerine ve ısrarlarına dayanamayıp onların demesiye bir benim gördüğüm kadarıyla iki şişe kadar alkol almıştı.Ardından önce kendini denizin sularına bırakmak istemiş diğerleri izin vermeyincede umumi wc lerden birine girmek için sendeleyerekte olsa wc ye ulaşmıştı.Ulaşmıştı ulaşmasınada gidiş o gidiş ne gelen varrr ne gidennn.Dakikalar geçtikçede kendisinden haber alınamıştı.Önce bizimkilerinde alkol etkisinde olduğunu düşünerek pe önemsemedim ama onların normal bizimkininse anormal derecede içmiş olduğunu duyunca telaşlanmaya başladım.
Wc ye daldım dalmasınada kapıları açtıkça boş olduğunu görünce aldı beni bir korku.Tam endişelenmeye başlayacaktımki arkada başka bir kapı daha gördüm.
Kapıya uzanıp açtığım anda yere yığılmakla yığılmamak arasında kaldım ve kendimi daha fazla tutamayıp bastım kahkahayı.Tavuk gibi gıdaklamaya başlayınca bizimkiler sesin benden geldiğini anlamış olmalılarki yanımda bitiverdiler.
 Bizimkiler wc ye girerken gördükleri x i çıkarken görememişlerdi çünküüü wc nin birde arka kapısı vardı.x'cim alkolün çarpıcı etkisiyle alışık olmadığı şekilde karşılaşınca kendini kaybedip bulduğu ilk kapıdan dışarı çıkmıştı.Her ne kadar çift görsede çıkışta arkadaşlarını göremeyince başlamıştı salya sümük ağlamaya.Diğerleriyse ikinci kapının olduğunu bilmedikleri için dakikalarcakapının önünde beklemişlerdi şahsiyeti.
O gecemi desem yoksa o sabahmı desem çünkü gün ağarmaya başlamıştı bile arabaya kadar sürünerek gittim.Gülerken kendimi toparlayamamıştım ve sanırım son zamanlardaki en çok eğlendiğim şehirdışı gezim bu olmuştu.
Şimdi ne özgür kızzz nede özgür grup nede denizin o mis kokusu....
Hepsiii eskilerde kaldı.Ama yaşadığım tüm güzellikleri düşününce hala yüzümde mutlu bir tebessüm bırakıyorlar.
İyiki yaşamışım,iyiki özgürlüğün tadını çıkarmışım....

17 Ekim 2011

SANIRSAM KAFAYI SIYIRDIM YİNE....

-Üşüyen benmiyim burnummu bilemedim....
-Hala doğalgazı tesisatımız bitmedi bu ay hasta olurmuyuz olmazmıyız kestiremedim....
-Canım nescafe istedi ama sıcacık çaymı içsem kahvemi seçemedim....
-Saçlarımı kısacık kestiresim var ama keloğlandaki çirkin cadıyamı yoksa güzel prensesemi benzerim çözemedim....
-Akşam oluyor ve ben hala yemek yapmak istemediğim için  aç kalırmıyız yoksa birşeyler atıştırımıyız karar veremedim...
-Havadanmı ne,salak gibiyim ama kendime bunu itiraf edemedim.(normaldede öyle olduğum için :)))
-Amannnn ...medim ...medim işte ben böyle saçmalayıp kafayı yedim....

12 Ekim 2011

KIŞA ÖZLEM

Havada yine bir kasvet var.Sonbaharın getirdikleri sanırım.
Pencerenin önünde oturup yağmuru seyretmekte pek bir güzel oluyormuş.Yıllardır bunun özlemini çekmiştim.
Kısa sürelide olsa bunu yaşamak güzelmiş.
Nedense kış gelince hep evde sıcacık sobanın başında oturmak bana pek keyif verirdi.Ama şimdi o sobalı kış günlerini bulmak pekte mümkün olmuyor galiba.Ya doğalgaz yada kalorifer.Peki bunlar o sobada pişen kestane tadını veriyorlarmı?Hiç sanmıyorum.
Zaman kaybetmeden aklımı biraz tepetaklak yapıp sobalı bir arkadaş bulmalıyımki kışın o kestanenin tadını bulabileyim.Tabi beni kabul ederlerse.....

8 Ekim 2011

adsız

Hayat bana oyun oynuyor yine.
Bugünlerde hiç iyi değilim hiçççç....

17 Eylül 2011

BOĞULUYORUM



Offff boğuyorlar,boğuluyorum.
Biraz sadece biraz beni rahat bırakın.
Çokmu fazla istediğim.
Yıllarca hiç duraksız çalışmanın verdiği yorgunluktan bırakında arındırayım kendimi.
Nefes almak istiyorum.Gezmek,eğlenmek,alışveriş yapıp,sinemada mısır patlağı yemek istiyorum.
Doğayla içiçe olup ciğerlerimi temizlemek istiyorum.
Kendimle başbaşa kalıp ruhumu dinlendirmek istiyorum.
Kitap okuyup sonrada kafamda hayal alemine dalmak istiyorum.
Hayata yorgun değil dinamik parlayan gözlerele bakmak istiyorum.
Misafir severim ben ama zamansızını asla.
Önce kendimi bulayım,yeni hayatıma alışayım sonra ne isterseniz onu yaparız.
Ama dedim ya önce bırakında nefes alayım...

23 Ağustos 2011

dürtmeyin beni uyanmak istemiyorum.....

Şimdi gözlerimi kapasam,açtığımda ise yeşil ve mavinin hüküm sürdüğü sessiz,sakin bir deniz kasabasında kendimi bulsam.
Ne çok ihtiyacım var sessizliğe, dinlenmeye,denizin kıyıya çarpan sesini dinlemeye....
Sabah dingin bir kafayla kalkmalıyım,şöyle çiçeklerle süslü bir masada kuş sütüne gerek yok güzel bir ballı ekmekle kahvaltı yapmalıyım,yanında mis gibi kokan hormonsuz domates,salatalık biber olmalı.Yerken midem bayram etmeli.
Sonrasında biraz gezinmeliyim gül,sümbül,leylak kokan çiçek tarlalarının arasında.Yorulunca bahçemde denizi seyrederek uzanıp kütüphanemdeki kitaplardan birini okumalıyım.Okurken öyle sürüklemeliki beni kendimi bile unutmalıyım. ..
Öğlen sıcak ortalığı kavururken söğüt ağaçlarının altında uyuyup kalmalıyım.
Saatim 4 ü vurduğunda güzel bir pasta çay servisiyle karnımı doyurmalıyımki akşamüstü serin sularda uzun kulaçlar atabileyim.Hele güneş yavaş yavaş kaybolmaya başladığında denizin ısıcacık sularında kendimi koyvermeliyim.O sırada hiçbir şey düşünmemeliyim.Sadece o çok sevdiğim deniz ve ben....
Güneş denizle birleşmiş kızıla dönmüşken yakmalıyım mangalımı, evimin terasından seyretmeliyim şehrin akşam telaşını,evlerin tek tek kapanan kapılarını...
Akşam türk kahvemle oturmalıyım balkonumda hafif bir müzik çınlamalı kulaklarımda.Eski dostlar gelmeli yanıma.Yanlızlığımı onların sohbetleriyle renklendirmeliyim.
Saat gece yarısına gelince kül kedisi gibi kaybolmalı değer verdiklerim.Günün rehaveti çökmeli üstüme ama bu kez beynim değil ruhum değil sadece bedenim yorgun olmalı....
Denizin o yosun kokan dalga sesleriyle yummalıyım gözlerimi sessizce.

Cennettemiyim ne???
Offf yine kafamın üstüne yastıkla kapatıp uyuyup kalmışım balkon kapısının önünde.Sanırım bir yerlerimde açıkta kalmış
:)))



27 Temmuz 2011

kabak tadi verdiniz bee...

Of yaaaaa hala burdayım.
Esir gibi,
Köle gibi,
Hapisteki suçlu gibi.
Saliıversinler artık beni
Mutsuzluğuma mutsuzluk katmaktansa
Neden mutlu bir insan olarak ayrılmama fırsat vermiyorlarki
Neden güzel anılar bırakmamaı istemiyorlarki
Boğazımı sıkıyorlar sanki.
Düşsünler yakamdan,
Rahat bıraksınlar artık beni.
Esaret bitsin özgürlük gelsin.

22 Temmuz 2011

özgürüm

yaşasınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn
özgürüm
özgür kız


oh be işi bıraktım kafam yerine geldi
zaten 1-2 vida eksikti ama hiç olmazsa çalışıyordu.
Eğer biraz daha burda çalışsaydım tamamen servis dışı olucaktım
oh be dünya varmış,koskocaaaa 12 yıldan sonra....

20 Temmuz 2011

tuttum bunu bırakmam

Aşkıydı işiydi ihtirası düşüydü
Yere batsın faturası malı mülkü
Bağlasalar durmam
Kaşıydı gözüydü intikamın gücüydü
Ayıp denen bir şey var ya hasbinallah
Bğlasalar durmam insanım insan
Hadi kalk gidelim hemen şu anda
Kapa telefonunu bulamasın arayanda
Açarız radyoyu yol nereye biz oraya
İyi gelmezmi
şarkı sözleri
hiç deniz havası
Bi göz oda bulur sokarız başımızı
Bide koyarız iki kadeh
Kafa nereye biz oraya
Aşkınada işinede
Viran olmuş düşünede
Yerli yersiz sözümede
Dövmediğim dizimede
Pişmanım pişman
Hadi kalk gidelim hemen şu anda
Kapa telefonunu bulamasın arayanda
Açarız radyoyu yol nereye biz oraya
İyi gelmezmi hiç deniz havası
Bi göz oda bulur sokarız başımızı
Bide koyarız iki kadeh
Kafa nereye biz oraya

***********

Diyoruymki bir insan bu kadarmı beni iyi tanıyabilir,
Vallahi tam beni anlatmışlar 
Sözlerde bir tek dalgalanma 
Bir tek kıpraşma bile yok.
Yazanın ellerine sağlık

18 Temmuz 2011

istifa

İnanamıyorum
İstifa ediyorum sonunda
12 yıl sonra
Bu ne büyük bir mutluluk ya
Sevinçten yazamıyorum bile

9 Temmuz 2011

yuppiiiiiiiii

yuppiiiiiiiiiiii
giyicem plaj terliklerimi,
geçiricem kafama koskocaman bir meksika şapkasıki yüzüm fazla yanmasın
bir şort bir t-shirt 
ayaklarımı uzatayım havuzun en serin yerine
ama mutlaka şemsiye olsun tepemde
sıkılırım öyle fazla güneşten ben,gelemem fazla sıcağa,
hatta saatlerce yatıp güneşe kendilerini yaktıranları kafam basmaz bir türlü
neyse,
şimdilik
size güle güle şekerim
tatile hoşgeldin diyelim...

24 Haziran 2011

başka yazlara kaldık yineeeeee

Bloglarda kim varsa ege turuna çıkıyormuş.İki gündür sürekli yazılarını okuyorum.Onlara özendim vallahi.İçim dolup dolup taşıyor.
Yıllık iznim bir ay olsa.
Bir tekneyle çıksam mavi tura.
Ama kendi teknem olmasın,yanlız kalmak istemem.Yaşlanınca zaten hep yanlız olucaz.Ne gerek varki?Dimi ama.
Şöyleeee kalabalık bir mavi tur kafilesi olsun,hem eğlenceli,hem zevkli,hem de kalabalık tarafından bir grup olsun benimkisi lütfen.
Çıkalım sertap erener istanbul şarkısıyla istanbuldan yola, inelim taaaaaa haluk levent'in akdeniz akşamlarıyla antalya'ya kadar.Arada ege şarkıları falan derken hem göbek ata ata, hem caka sata sata, açık denizlerde balık misali dala dala, gezelim bir ay boyu yollarda.
Her limanda duralım sahil kasabalarını talan edelim.

Ama ayvalık tostundan yemeden,günbatımını izlemeden


Çeşme alaçatıda yüzmeden,sokaklarında gezmeden


Ve marmaris akyaka'da uzuun uzunnn sümbül kokularını içimize çekmeden
Es geçmeyelim lütfennnn.
Hayali bile güzel ama nerdeeeeeeeeeeee.
Bunuda emeklilik sonrasına erteledik gitti.Sefam olsun.

3 Haziran 2011

SİNİR

Of yaaa inanmıyorum
Önce acelem var çabuk olurmusunuz
deyip işini gördürdükten sonra
sanki hiç acelesi yokmuş gibi salak salak dolaşan insanlara sinir oluyorum.


Hiç bilgisi olmadığı halde atıp tutan bağırarak insanları korkutup kendini
bişey sanan insanlarada sinir oluyorum.


Sen istediğin kadar konuşmaya çalış anlat ama hala
öküz tren misali anlamayıp suratına bakmakta ısrar eden
insanlara sinir oluyorum

Ayakkabısının üstüne basıp birde beyaz çorap giyerek kendini kanarya sanıp
aslında boz ayıya benzediğini farketmeyen insanlara sinir oluyorum.



Tatilimi 1 ay yapmam gerekirken bunu 1 haftaya indirmeyi beceren
hayatla bağlantısı olmayıp gözlerinde sadece dolar euro ve tl işareti bulunan müdürüme
ve buna müsade eden geri zekalı BEN'e sinir oluyorum

Sürekli süzülüp üzgün dolaşan yaptığı hiçbirşeyden zevk almayan hayata
sadece mutsuz olmak ve çevresindekileri mutsuz etmek için gelmiş yüzü
hiç gülmeyen fare suratlı insanlara sinir oluyorum


İşte bu sinir olduklarımın hepsini bir odaya kapatıp birbirlerinin boğazını nasıl sıktıklarını görmek istiyorum.

Oh be rahatladım

:))))))      :)))))

28 Mayıs 2011

deli penceresinden hayat

Çalıştığım binanın yan tarafında devamlı duran bir deli var.
Sürekli şarkı söyler,elindeki mikrofonunun kablosunu mutlaka oturduğu yerdeki bir yere monte ederki kendisi bunu prize taktığını sanar.
Başlar şarkılarını şakımaya.
Yoldan geçenlerde para atar sevinir her seferinde.
Yine böyle şarkı söylediği birgün tamda yanından arka taraftaki kırtasiyeye gidiyordumki başka mahallelerden gelen bir deliyle bizimkini konuşmalarına kulak verdim.
-Hüseyin leeennn sen ne şanslı delisin.
Hüseyin gülerek cevap verirki bu arada hüseyin bizim deli
-Neden?
-Neden olucak oğlum istikametin güzel gelen geçen çok oluyor,çok paran oluyor senin.
O anda koptum
Aslında istikamet dediği bulunduğu mahalleydi ama bahsederken istikamet demesi beni çok güldürdü.
Hele birde delinin bu kadar akıllıca konuşması daha bir komikti.
Ben arkamı dönüp gülerek giderken onlar hala tartışmakla meşguldü.
Biri oğlum bende bu istikamet gelicem diyordu, diyeri hayır diye cevap veriyordu.
Ulen dedim kendi kendime bunların arası iyice kızıştı.Kim vurduya gitmeyeyim bide arada benim saçımı başımı yolarlar bellimi olur.Hemencecik ordan uzaklaştım.
                          Eeee ne demişler delidir ne yapsa yeridir

23 Mayıs 2011

biri beni kurtarsınnnn

Nefret ediyorummm
Pazartesi  çalışmaktan nefret ediyorummm
Yok yok pazartesi salı çarşamba perşembe cuma cumartesi hepsindede çalışmaktan nefret ediyorummm
Çünkü iş yerimden nefret ediyorum.
İşçi değilim
Memur değilim
Amele hiç değilim
Eeee neyim ben
Köleyim köleee
Biri beni burdan kurtarsınnnn

19 Mayıs 2011

uyumayın

Bir insan sizce ne kadar uyuyabilir??
1 saat,5 saat,yedi,oniki,onbeş???
Pekiiii....
Sürekli uyumak isteği duyuyorsa bu ne anlama gelir?
Büyük bir ihtimalle ve benim varsayımlarıma göre
Ya hayatında çok mutsuzdur ve bunu uyuyarak görmemezden gelmeye çalışıyordur
Yada herhangi bir hastalık sebebiyle bünyesi yorgun düşüyordur...
Varmı bunun ötesi
Çok uyumak:

Sekiz büyük şehirde sekiz bin kişi üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, alerji, bronşit, sindirim bozuklukları ve kanser gibi hastalıklara neden oluyor.
ayrıca

Çok uyumak zararlı mıdır?
Tabiki zararlıdır. İnsanlar çok fazla uyudukları zaman, beyinleri de çok fazla çalışıyor. Sonuç olarak beyin yoruluyor ve bu da yaşlanmaya yol açıyor. Aynı zamanda çok uyumak aşırı yorgunluğa da neden olur. Geçen sene Japonya’da yapılan bir çalışmanın sonucunda, uzun uyuyanların erken öldüğü ıspatlandı.
 Şimdi nerden çıktı bu diye soranlarınız var.
Çevremde uyumayı çoookk seven insanlar varda bendekide sadece merak.
Bu durumdakilere tek söyleyebileceğim eğer hastalarsa biran önce tedavi olsunlar yok eğer mutsuzlarsa biran önce hayatlarında onları mutlu edebilecek aktivitelere yönelsinlerkiiii...
Yanıbaşlarında duran insanlarında mutsuz olmasına sebep olmasınlar.
Silkelenip kalkın etrafınıza şöyle bir bakın hayat uyunmayacak kadar güzelll,hele birde sevdiklerinizle beraberseniz deymeyin keyfinize.
Bana katılanlar varsa lütfen bu gece uyumasın
:))
Bende amma bencilim haaa...
Hem fazla uyumak çabuk yaşlanmaya sebep oluyormuş
Birgünnnn böyle yatarrrr

Ağzı açık gülümseme
 Böylede kalkarsanız
 Hiç şaşırmayınnn

18 Mayıs 2011

hem sağdan hem soldan geliyorlar

Bu resimdeki gibi ne zaman hoplayıp zıplayacağım ben?
Bu saatler oldumu beni afakanlar basıyor(bu arada unutmadan yazayım ssat 19,15),avazım çıkana kadar bağırmak istiyorummm,duvarları tekmelemek,en kıl olduklarımı yumruklamak istiyorum.Sanırım deliriyorum.
Yarın tüm arkadaşlarım ense yaparken ben yine burdayım.Yarın, yarından sonra, öbür gün, öbür gün, 7-24 burdayım.
Ne zaman emekli olucam ben yaaaaa.
Ağlıyabilirmiyim???

16 Mayıs 2011

uyuz oluyorum

-İnsanların
-Düşünmeden karar vermelerine,
-Yargısız infazlarına,
-Bencilce davranıp önce kendilerini düşünmelerine,
-İnatları uğruna doğru olduğuna inandıkları şeyleri bile hiçe sayıp kabul etmemelerine,
-Kızdıkları zaman olayları lastik gibi uzatıp kısaltmalarına,
-Kaşlarını çatıp 3 gün boyunca yeni gelinler gibi davranmalarına,
-Uyuz olup yapılması gerekenleri 40 saatte yapmalarınaki gün 24 saatir unutmayalım lütfen,
-Saf gibi görünüp sorumluluklarını yerine getirmemek için ellerinden geleni yapmalarına,
-Hayatın tüm yükü onların omuzlarındaymış gibi davranmalarına,
-Sürekli mutsuz olup beni strese sokmalarına,
 
-UYUZ OLUYORUM

8 Mayıs 2011

bir dahaki sefere

Saat akşamın bilmem kaçı ve ben işten yeni çıkmışım.Kafam zaten onbin milyon baloncuk olmuş birtek eksik olan minibüstekilerin boş konuşmaları....
Önce arkaya yerleştim bir güzel.
Ana!...
Oda ne kulaklığım yanımda değil.Tüh ya diyorum kendimce yinemi işkence çekicemmmmm?
Diyorumda keşke demekle kalsam.
Biri erkek biri dişi oturdu yanıma iki kişi.
   -Eeee nasıl gidiyyor hazırlıklar?
   -Süper abi yaAA.Nasıl olsun işte bildiğin düğün hazırlıkları.
   -Burdamı oturucaksınız??
   -Yok mersin'de.
    Diye konuşmalar devam ederken bayanın sözlerinden nişanlısının deri diktiği sonucuna varıyorumki bunu duyan öndeki diğer bayan bir anda  kanguru çevikliğiyle o cüssesine rağmen yanımıza zıplayıverdi.
   -Pişt baksana biii.Bizim deri dikim tükkanımız var nişanlına söylede işe alalım onu.Valla 800-900 tl veririz(ki bunu söylerken havasından geçilmiyordu nerdeyse kanatlanıp uçacaktı hatta saçını bir savurması vardıki görülmeye değerdi ağzıma girmesin diye kendimi koruma altına almak zorunda kaldım.)
   Baktım kadın bayanın peşini bırakmaya niyeli değil söylüyorda söylüyor.Ay beni bir gülmek tıuttumu.Ülen dedim kendi kendime yurdum insanına bakın amma çalışkanlar akaşma evine dönerken bile kendini soyutlayamamış iş derdinde yuh yani...
   Ben bunları düşünürken ortalık kızışmaya başilamıştı bile çıktan.
   -Bayan sağol ama biz burda oturmuyoruz mersindeyiz.
   -Olsun evlenince belki burda oturursunuz sen nişanlına söyle valla bak çok parada veriyoruz gelsdin bi görüşsün.
     Tam da uzun süredir izleyemedeğim bir kavgaya şahit olucam derken minibüscü iniş  yerime varmıştı bile.
    İlk defa bu kadar komik bir yolculuk yapmıştım.
    Kedi fare misalı kaçanla kovalayan.       tom ve jerry 
yi ilk defa televizyondan değilde canlı olarak izleme zevkini yaşamıştım.
   Şükürler olsun.....
    Doğrusu yolun devamında olanlarıda merak etmiyor değilim ama elden ne gelirki ayrılık vakti bir yolculuğun sonuna daha gelmiştim.
  Bir daha ki sefere deyip indim.
  Bir dahaki sefere.?

30 Nisan 2011

daha erken

Şimdi gidilirmi arkana bakmadan
Henüz hayatı yaşamadan
Herşey eskisi gibi olurmu bilmem ama
Geri dönüş yokmu bu yoldan???

28 Nisan 2011

HOPLADA GEL

Gün doğmadan deniz
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında içinde
Bir iş yapmanın saadeti
Gideceksin astı kırıkların çalkantısında
Balıklar balıklar yoluna çıkacak karşıcı sevineceksin
Dağları silkeledikçe deniz gelecek eline pul pul
Ruhları sustuğu vakit martıların
Kayalıklarda ki mezar taşlarından birden bir kıyamettir kopacak
Deniz kızları mı dersin allar mı dersin bayramlar seyranlar mı
Gelin alayları teller duvaklar akasyalar mı
Hey ne duruyorsun be......
At kendini denize
Geride bekleyenin mi var aldırma
Görmüyor musun her yanda hürriyet
Yelken ol dümen ol balık ol su ol
Git gidebildiğin yere
Heyyyy size diyorum hepinizi sobeledim.Hep birlikte gidelim gidebildiğimiz yere kadar...
Haydi hoplayında gelin
Sonra nasıl olsa gidersiniz                          

30 Ocak 2011

VAZGEÇTİM

Yine sıkıcı birgün ,yine sıkıcı bir hava.
Ve ben yine sıkıcı işime gidebilmek için sabahın ayazında kalktım yataktan.Soğuk puslu havayı görünce geri dönüp yatmak istedim.Olmadı.
Düştüm yollara,geldim buraya.Şimdi...
Şimdimi??Oturmuş bekliyorum yelkovanla akrebin saatin 19,30 u göstermesini.
Zaman durmuş gibi. Ne akrep yelkovanı nede yelkovan akrebi kovalamıyor sanki.
Bir of çektim ama içimden sanki kimse duymasın  der gibi.
Akşam olurmu diye düşünürken daha burada geçecek kaç gündüzlerim olacak saymak istedim.
Vazgeçtim...